14 Ekim 2010 Perşembe

zıp zıp

iki arada bir derede, animasyon hocasına gopstereceğim videonu olduğu diski almak için U2 ile deniz'in evine gidiyorum. bunu halledip donmem icin ve randevuya yetismem için zamanı belirleyip harekete geciyorum. arada, kafamda bir avusturya telefon hattı - kartlı- almak var. ve U2den cıkınca yururken kosede ORANGE goruyorum. turkcell - avea bayii gibi bi şey yani. biraz kuyrukta bekleyip, bir ufaklık bebekle gulusup,... sonunda sıra bana geliyor. çıstak muzik var arka planda.
derdimi anlatıyorum. gorevli cocuk, telefonumla ilgili bi soru soruyor bilmiyourm. o zaman telefonu acıyor karda bakıyor. avea. nerden bu diyor turkiye diyorum ve cat pat turkce konusmaya baslıyor. ama mesafeli. sonra 5 euro gibi bi sey odemem lazım ama bakıyorum param yok. ve hic daha burda kredi kartı kullanmadım. gidip cekebilirsin diyor. ama esyalarım cok agır. busranın hediyesi olan buyuk canta tamamen dolu. bilgisyarda var. bana bırak diyor. ne cesaretse nasıl bir guvense bırakıyorum. gercekten para cekebiliyorum; bopylece ogrenmiş oluyorum garanti kartıyla cekebiliyormusum. ama detayına bakmak lazım sonra --
neyse, kosup donuyorum. cocuk bosnaölıymış bir turk okulunda okumuş. artık hep turkce konusuyor cunku musteriler gitti.
ve kartı takıyor; bana cok zor gelen isi de yapıyor: telefonları yeni hatta aktarıyor... oh oh:))
sukrediyorum. (tina'cım, bahsettiğin taş cebimde. taş değil aslında, ayrı bir hikayesi var - karşıma çıktı - onu ozel sana email atmam lazım.sukur taşı yerine galiba at kestanesi.)

neyse
animasyon dersi, animasyon hocası ile saatlerce konuşma, iş bakmaca, tartışma, bir açılış, bir açılış daha, yine sorular soruyorum, beton, tarih, 2.dünya savaşı, ingilizler, avusturyalılar, bombsite ın dehset verici iceriği ile estetik guzelliği, heykel, heykelin kapladığı alan,... , okuldan arkadaşlar, 24 yaşlarındalar:)), ayakustu happy noodle, ve yuruye yuruye yeni bi adrese gidiyorum, denizin davet ettiği doğum gunu kuıtlaması, flanagans adında bir irlanda barı. irlandalılar, avusturyalılar, bir isviçreli, bir yarı japon yarı avısturyalı... yine guzel insanlar, guzel sohbet, guzel bira... yeni tanışıklıklarla eve donuyorum... yarı japonla bayağı bir yurudukten sonra beni taksiye bindiriyor. meine dame gibi bi seyler soyluyor. taksiye de 5 euro veriyorum.
ilk ve son taksim olmasını diliyorum. cunku daha erasmus bursum yatamayacak cunku evrak islerini yapmadan gelmişim ve burda da burokrasi var

bir de mavi dudaklı insanların mavi dudakları makyaj değilmiş bir uyuşturucudan maviymiş... belki ona biraz dikkat etmek lazım
bunu da alman bir arkadaş soyledi. bu alman kız, barcelonada 1 sene yaşamış. ve saç kesimini kendisi yapmış. çok beğendim. ona 1 ay sure verdim sonra benim sacıma da sekil verecek eğer karar verirse... ne yaparsa kabul edeceğim. oyle anlaştım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder