31 Aralık 2010 Cuma

asef bayat: Subalternity in the Middle East: Movements and Politics

gulum shares a book; a summary of a book
extreöely relevant to my studies.

Street Politics: Poor Peoples Movements in Iran. New York: Columbia University Press, 1997.

Ortadoğu'da Maduniyet: Toplumsal Hareketler ve Siyaset. [Subalternity in the Middle East: Movements and Politics. (In Turkish.) Six essays compiled and translated by Özgür Gökmen and Seçil Deren]. İstanbul: İletişim Yayınları, 2006. (gülüm let me know about this book)

Life as Politics: How Ordinary People Change the Middle East. Stanford: Stanford University Press, 2010.

Being Young and Muslim: New Cultural Politics in the Global South and North. (co-edited with L. Herrera.) New York: Oxford University Press, 2010.


Evrim Kavcar December 31 at 3:44pm

asef bayatin ortadoguda maduniyet adli kitabi

Özet: BU kitabın temel bakış açısı yoksullar edilgin ya da marjinal değil, kendi hayatta kalma mücadelelerini veriyorlar, kendi yerel toplumsal hareketlerini inşa ediyorlar. Gündelik etkinliklerinde kentsel hizmetler ve toplumsal tüketimden pay elde etmek için mücadele ediyorlar. Kitabın en yenilikçi yanı yazarın Ortadoğu toplumlarında sosyal hareketleri “sıradan olanın sessiz tecavüzü” veya “sokak siyaseti” olarak adlandırması. Sessiz tecavüz” kavramı, sıradan insanların hayatta kalabilmek ve hayatlarını iyileştirebilmek için mülk ve iktidar sahibi olanlara doğru suskun, uzun vadeli fakat yaygın ilerleyişini ifade eder” (pp. 47) “Sessiz tecavüz” (toplumsal malların, k
entsel kamusal alan; toprak, kent suyu, elektrik ve benzeri kentsel kolektif tüketim; iş olanakları; yer ve etiket elde etme biçiminde, kolektif olmayan ve çatışmaya dayanmayan yeniden paylaşım siyaseti) ve (sokağın toplumsal ve fiziksel alanaında şekillenen ve ifade edilen çatışmalar olarak) “sokak siyaseti” kavramlarını öne sürüyor. “Sessiz tecavüz, bireylerin ve ailelerin, hayatları için temel ihtiyaçları (barınacak yer, kentsel kolektif tüketim, enformel işler, iş olanakları ve kamusal alan) karşılamak üzere, sessiz ve mütevazı bir tarzda kolektif olmayan fakat uzun süre devam eden doğrudan eylemine atıfta bulunur”. “Sessiz tecavüz” kavramı, sıradan insanların, hayatta kalma ve yaşamlarını iyileştirme arayışlarında mülk ve iktidar sahiplerine karşı sessiz, yaygın ve kapsamlı ilerleyişidr” (pp. 107)

*
Asef Bayat ile Söyleşi: Kent, Modernite ve Yoksulluk

(31.08.2008)
Bu çok doğru. Sessiz tecavüz sonuçta boş bir alanda gerçekleşmiyor. Özel koşullarda, başta da devletin formuna göre belirlenen bir ortamda gerçekleşiyor. Ne tür bir devlet? Ortadoğu’da gözlemlediğimiz yumuşak bir devlet. Yumuşak derken, yasaların olduğu ama bunun illa da uygulanıyor anlamına gelmediği bir durumdan bahsediyorum. Trafik kuralları var mesela, ama insanlar ne kadar uyuyor. Bu ‘esneklik’ durumu mülkiyet için de geçerli. Yumuşak devletlerde esnekliği mümkün kılan çeşitli yollar var: Yolsuzluk, enformalite, vs. Öte yandan, Batı’daki demokratik devletler daha katı devletler, en azından yoksullar için. Gelişmiş denetim ve gözetim teknolojileri sayesinde katı denetim mekânizmaları var. Yani, sessiz tecavüz yumuşak devletlerde daha mümkün. Ama Batı’nın katı devletlerinde de başka sessiz tecavüz yöntemleri var. Devletin şekli değiştiği zaman, sessiz tecavüz şekilleri de değişiyor. Sessiz tecavüz yapan sadece yoksul insanlar değil, devlet de yapabiliyor. Bu anlamda da giderek sertleşen bir mücadele var. Ayrıca, bazı kentlerin küresel mekânlara dönüşmesi, mutenalaşma veya art arda inşa edilen alışveriş merkezleri gibi küreselleşmeyle bağlantılı süreçler yoksulların hayatta kalma yöntemleri açısından yeni kısıtlılıklar oluşturuyor. Ama bazı alanlar yoksullara kapanıyor olsa da, başka sessiz tecavüz yolları ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum. Kesin olan bir şey var ki, yoksullar için hayat daha da zorlaşacak. Küreselleşme olmasa bile... Mesela Kahire’de işportacıların yoğun olarak toplandığı pazar yerlerinde veya camilerin içinde hemen her gün zabıtalarla kavga çıkıyor. Belediye bazen onları tamamen uzaklaştırmaya çalışıyor, ama başka bir yere gidiyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder