ne tuhaf.
bager'le konuşurken, seda'nın önerilerini de tekrar düşündüm. alp'in kaza ve tekinsiz hatırlatmasını da. ve neden donup durup sonunda konunun net olmadığı ve sıkıcı boyuta geldiğini de. ebru ile de dün akşam şunu konuştuk. tezde soyleyeceğimiz şey kimi ilgilendirecek. bir sosyolog değilsin ya da sanat tarihçisi değilsin. sanatın uretim alanından neyi nasıl ne amaçla soylersin o zaman. sonra da Bager metro'da, kimin okumasını isteriz dedi. kim ilgilenir bizim yazacağımız şey ile?
ve arife'yi de düşününce,
kentle şehirle kısıtlı kalmayacak başka bir gözün - algının - derdin varlığının farkına vardım.
bir adım dışarı çemberden.
bager, şehirden kurtarmak lazım seni dedi.
gundeliğin içindeki fantastik dedim bugun; uçabileceğime inanıyorum işimi şekillendirmeye çalışırken.
animasyon. yarı-belgesel animasyon.
stadyum - arife- otobus - hatta gunluk hareketlerde bile kadının çevresindeki verilerin oluşma sureci gercek verilerden yola çıkıyor ve donusturuyor - şu an ugrastığım meryem-salatalıklar ve kırmızı kitap... olmuş olandan çıkıp uçuyor ya da topraklanıyor
animasyon ve gundeliğin içindeki fantastik, bizi nereye getirir. bir gerçekliğin animasyonun ifade imkanları ile aktarımı. gerçekliğin - bir olayın - bir karşılaşmanın kayıt ve araştırma aşamaları ve bu aşamaların nasıl bir animasyona döndüğü.
algı, üretim, dönüştürme sürecinin deşifre edilme süreci olarak tez
ne dersin
zaten çiğdem de hep bir 'yine uzaklaştı esas olandan' tepkisi veriyordu tezle ilgili konuşmalarıızda. ama sezgisel olan. daha doğal ve akış halinde olan. animasyon için hazırladığım prçaların kendileri gibi fantastik. sürecin dönüşümü. sürecin parçaları. süreç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder